Kaç Çeşit Rejim Vardır? Sayı Takıntısını Bırakalım, Gerçeğe Bakalım Başından söyleyeyim: “Kaç çeşit rejim var?” sorusuna tek ve kutsal bir sayı vermek, bilimi değil kolaycılığı besler. Benim iddiam şu: Rejimler katalog ürünü değil, yaşayan ve evrilen yapılardır. Yine de tartışmayı netleştirmek için, klasik şemalardan modern ölçümlere uzanan bir eleştirel yolculuk yapalım; hangi sınıflandırmalar neyi açıklıyor, nerede tökezliyor görelim. Hazır mısınız, rahatsız edici ama aydınlatıcı sorularla yüzleşmeye? “Doğru” sayı yok: Rejim türlerinin sayısı, hangi kuramsal merceği kullandığınıza göre değişir. Klasik Başlangıç: Güç Kimde ve Kimin İçin? Aristoteles’in altılı matrisi: Yeterince açıklayıcı mı? Aristoteles rejimleri iki eksende sınıflar: iktidarın kimde olduğu (bir,…
6 YorumEtiket: de
Öz Gözlem: İnsanın Kendine Bakışı ve Varlığın Sessiz Bilgisi Bir filozof için bakmak, görmek değildir; görmek, anlamaktır. Öz gözlem —yani insanın kendi bilincine dönük farkındalığı— tam da bu noktada başlar. Öz gözlem, dış dünyanın karmaşasında kaybolmuş benliğin, yeniden kendini dinleme eylemidir. Epiktetos’tan Descartes’a, Heidegger’den Simone de Beauvoir’a kadar birçok filozof, insanın kendine yönelmesinin hem etik, hem epistemolojik, hem de ontolojik bir anlamı olduğunu vurgular. Etik Açıdan Öz Gözlem: Vicdanın Aynası Etik bakış açısından öz gözlem, insanın kendi davranışlarını, niyetlerini ve değerlerini sorgulamasıdır. İyi ya da kötü eylem, yalnızca toplumsal normlarla değil, bireyin kendi iç gözlemiyle anlam kazanır. Sokrates’in “Sorgulanmamış hayat…
8 YorumSüt Güğümü Kaç Litre? Edebiyatın Kalbinde Bir Ölçü Değil, Bir Hikâyedir Kelimenin kendisi bazen bir evreni taşır. Bir “süt güğümü” dendiğinde, sadece bir metal kabın değil, köy sabahlarının, taze ot kokularının, bir annenin sabrının sesi duyulur. Edebiyat, bu sesi duyanların sanatıdır. Çünkü orada ölçü, litreyle değil, duyguyla, hatırayla, çağrışımla yapılır. “Süt güğümü kaç litre?” sorusu, bir teknik meraktan çok, insanın hayatı nasıl ölçtüğünün de sorusudur. Gerçekliğin Sınırında: Süt Güğümünün Ölçüsü Süt güğümü, pratik anlamda genellikle 5 ila 40 litre arasında değişen kapasitelerde üretilir. Fakat edebiyatın terazisinde bu ölçü anlamsızlaşır. Çünkü bir yazarın elinde, bir güğüm sadece süt değil, hayatın kendisini…
8 YorumMiktar Zarfı Nedir ve Örnekler? Türkçede Ölçünün Dili Dilin en güçlü yanlarından biri, yalnızca eylemleri değil, o eylemlerin yoğunluğunu da ifade edebilmesidir. Biz insanlar konuşurken sadece “ne yaptığımızı” değil, “ne kadar yaptığımızı” da anlatmak isteriz. İşte bu “ne kadar” sorusunun dildeki karşılığı miktar zarfıdır. Basit gibi görünse de, miktar zarfları Türkçede hem duygusal tonlamayı hem de düşünsel derinliği belirleyen önemli araçlardır. Tarihsel Arka Plan: Ölçü Kavramından Dilsel Niceliğe Türkçenin tarihine baktığımızda, “ölçü” ve “miktar” kavramları yalnızca dilde değil, toplumsal yaşamda da merkezi bir yer tutar. Eski Türk yazıtlarında “az”, “çok”, “biraz” gibi sözcükler hem niceliksel hem de ahlaki anlamlar taşır.…
8 YorumTarla Ya İmar Gelir mi? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Değerlendirme Bazen bir köy yolundan geçerken ya da şehir dışında bir tarlanın yanından yürürken, insanın aklına aynı soru düşer: “Acaba buraya imar gelir mi?” Ben de bu soruyu sık sık kendime soran, konulara farklı açılardan bakmayı seven biriyim. Bu yazıda, tarlaya imar gelme ihtimalini hem veri odaklı, objektif bir bakışla hem de toplumsal etkileri dikkate alan duygusal bir yaklaşımla ele almak istiyorum. Çünkü bu mesele, sadece arazi değerleriyle değil; insanların umutları, emekleri ve yaşam biçimleriyle de yakından ilgili. — İmar, sadece betonlaşmanın değil; değişimin, dönüşümün ve bazen de hayal kırıklığının…
4 Yorum