Zanlı ne anlama gelir?
“Şüpheli” ve “sanık” kelimeleri eş anlamlıdır. “Şüpheli” kelimesi, savcının hakkında soruşturma yürüttüğü kişiyi, yani suç işlediği iddia edilen şüpheliyi ifade eder.
Zanlısı ne demek?
“Şüpheli” ne anlama geliyor? Şüpheli, suç işlediğinden şüphelenilerek soruşturulan kişidir. Şüpheli, henüz suçluluğu kanıtlanmamış ve iddia edilen suçunun kanıtlarını inceleme sürecinde olan kişidir. Şüpheli, bir mahkeme tarafından suçlu bulunmadığı sürece masum kabul edilir.
Zan ne demek TDK?
Şüphe, somut veri olmamasına rağmen birisi veya bir olay hakkında bir yargıya veya sonuca varmak anlamına gelir. Kelimenin ilk anlamı töhmet kelimesiyle eş anlamlıdır.
Zan altında olmak ne demek?
Şüphe altında olmak AÇIKLAMA: Bir şeyle suçlanmak, sanık olmak.
Zanlı ne demek hukuk?
Soruşturma altındaki kişiye karşı delilin niteliği ne olursa olsun, delil açıkça suçu işlediğini gösterse bile, kişi aleyhine suçlamalarla dava açılana kadar şüpheli olarak kalır. Özellikle medyada “şüpheli” yerine “şüpheli” terimi de kullanılır.
Zan ne demek kısaca bilgi?
Zan, dini literatürde sıklıkla ifade edilen bir kavramdır. Kendi başına mutlak olarak iyi veya kötü bir anlamı olmayan fikir kavramı, daha ziyade bir şey hakkında tarafsız bir inançtır. Görüşe bağlı olarak iyi ve kötü anlamları vardır.
Zannı olmak ne demek?
Fıkıh terimi, bir kimseyi şüphe ile yargılamak ve onu suçla itham etmek anlamına gelir.
Güzel zan ne demek?
Öncelikle Allah hakkında iyi bir kanaate sahip olmak (iyimser olmak) kalple yapılan yüce bir ibadettir. Çoğu insan bunu doğru anlamaz. Bu ibadetteki Sünni ve cemaat inancını şu şekilde açıklayabiliriz: Allah hakkında iyimser olmak, Yüce Allah’a uygun isimlere ve sıfatlara inanmak demektir.
Zanza ne demek?
Shuar halkı küçülmüş bir kafaya tsantsa der, bu aynı zamanda tzantza olarak da tercüme edilir. Birçok kabile lideri düşmanlarını korkutmak için kafalarını açığa çıkarırdı. Küçülen kafalar, mandibular prognatizm, yüz bozulması ve alınların küçülmesiyle bilinir; bunlar küçültme sürecinin eserleridir. Shuar halkı küçülmüş bir kafaya tsantsa der, bu aynı zamanda tzantza olarak da tercüme edilir. Birçok kabile lideri düşmanlarını korkutmak için kafalarını açığa çıkarırdı. Küçülen kafalar, mandibular prognatizm, yüz bozulması ve alınların küçülmesiyle bilinir; bunlar küçültme sürecinin eserleridir.
Zan ne demek etimoloji?
Farsça zan زن edatından türetilmiş bir kelime olup, “vurmak, çalmak, bir çalgıyı çalmak” anlamına gelir.
Zan çeşitleri nelerdir?
Meşruiyet bakımından şüphe iki kısma ayrılır: Mübah şüphe ve mübah olmayan şüphe. Haram olan düşünceye zann-ı mezmûm veya kötü görüş, mübah olan düşünceye ise zann-ı mamdûh veya iyi görüş denir.
Zan olmak nasıl yazılır?
Bu kelime sıklıkla “şüpheli” şeklinde yanlış yazılır. Doğru kullanımı varsayım şeklinde olmalıdır.
Birini zan altında bırakmak ne demek?
Şüpheli = Birini bir şeyle suçlamak ve onu sanık yapmak. Varsaymak = Kesin bir karar olmayan bir durumu yanlış yorumlamak.
Zannın bir kısmı günahtır ne demek?
(Birbirinizle kötü ilişkiler) Çoğunlukla zan ve zanlardan kaçının; Çünkü zanların bir kısmı günahtır (ve yalandır). Ve sormayın (diğerinin gizli ve ayıp yönlerini araştırmayın).
Zaan ne demek?
İsim. İpi deveye bağladılar.
Zan olur ne demek?
Sözlükte, “şüphe etmek, kesin bilgiye ulaşmak, suçlamak” anlamına gelen zan (zann) fiilinden türemiş bir isim olup, hem “kesinlik, şüphe, doğrulanmamış kanaatin karşıtı” hem de “bilgi, düşünerek ulaşılan kesin bilgi” anlamına gelir.
Güzel zan ne demek?
Öncelikle Allah hakkında iyi bir kanaate sahip olmak (iyimser olmak) kalple yapılan yüce bir ibadettir. Çoğu insan bunu doğru anlamaz. Bu ibadetteki Sünni ve cemaat inancını şu şekilde açıklayabiliriz: Allah hakkında iyimser olmak, Yüce Allah’a uygun isimlere ve sıfatlara inanmak demektir.
Failim ne demek?
TDK’ya göre “fail” kelimesi bir şeyi yapan, bir şey yapan, eylemde bulunan kişi anlamına gelir. Bir şeyi yapan veya gerçekleştiren kişiye o eylemin faili denir.
Zannına ne demek?
Sözlük anlamından ve kaynaklardaki bilgilerden, form teriminin varsayıma en yakın olduğu anlaşılıyor. Aslında, bazı hukukçular varsayımı bir form olarak değerlendirir ve bunu “doğruluğu ve yanlışlığı eşit derecede mümkün olan veya birinin diğerine tercih edilebileceği bir yargı” olarak tanımlar.